Merkezi Olmayan Otonom Kuruluş (Decentralized Autonomous Organization) başka bir deyişle DAO, belirli hedefleri gerçekleştirmek için bazı kurallara uymaya karar veren topluluklar tarafından oluşturulur. DAO’ları farklı kılan en önemli özellikse söz konusu kuralların kodlara işlenmesidir. Kodun içine gömülen kodlar, bir yönetime gereksinim duymaz ve bu sayede hiyerarşi ve bürokrasi gibi faktörler ortadan kalkar.
DAO’lar, bütünüyle otonom ve şeffaftır. Akıllı sözleşmeler tarafından temel kuralları belirlenir ve blockchain ağları üzerinde çalışır. Teklifler, oylamalar ve kodlar kamuya açık bir şekilde kontrol edilebilir. DAO’lar bir merkezi kontrole sahip değildir. DAO’lara dünyanın dört bir yanındaki insanlar katılabilir.
DAO terimi ilk kez 2015’te BitShares, Steemit ve EOS’un kurucusu Dan Larimer tarafından ortaya atıldı. Ama DAO’lar, Ethereum’un (ETH) kurucularından olan Vitalik Buterin’in teorisinden sonra ilgi görmeye başladı.
İlk çıkarılan The DAO, risk sermayesi için merkeziyetsiz bir organizasyonla ilgili bir projeydi ve toplamda 150 milyon dolar toplamayı başardı.
Bazı popüler DAO’lara örnek olarak:
- CityDAO
- FreeRossDAO
- AssangeDAO
- MakerDAO
Merkezi Olmayan Otonom Kuruluş (DAO) Nasıl Çalışır?
DAO’lar, kişilere oy hakkı tanıyan ve kripto varlıkların kullanımıyla sürdürülen bir gruptur. DAO kuralları, Ethereum ağında çalışan akıllı sözleşmeler aracılığıyla topluluk tarafından belirlenir. Akıllı sözleşmeler, bir DAO’nun nasıl çalışacağını belirler. DAO’ların verileri herkes tarafından görülebilir ve denetlenebilir. Belirlenen kurallar bir blockchain ağına işlendiğinde, DAO’nun finansmanının nasıl sağlanacağı kısmına geçilir. Bu bölüm genel olarak, protokolün fon toplamak ve hazineyi doldurmak amaçlı kripto varlık satmasını içerir. Kripto varlık sahiplerine, ellerinde tuttukları miktara bağlı olarak oy hakkı tanınır. Finansmanın sağlanmasının ardından, DAO çalışmaya hazırdır. Katılımcıların oylamasından sonra, DAO’nun kuralları kimse tarafından değiştirilemez.
DAO’ların Avantaj ve Dezavantajları Nelerdir?
Merkezi Olmayan Otonom Kuruluş’ların en önemli avantajı organizasyonları merkeziyetsiz hale getirmesidir. Genel olarak organizasyonlar, bir merkez tarafından yönetilir. DAO’larda ise organizasyonun yönetimi yatırım yapan kişilere verilir. DAO’larda, kurallar önceden belirlenmiş, şeffaf, doğrulanabilirdir. Bu kurallar herkes tarafından denetlenebilirdir. Bir DAO’nun kuralları ve işlemleri bir blockchain ağı üzerinde saklanır. Bu şeffaflık sağlar ve işlem geçmişine erişim imkânı verir.
DAO’ların dezavantajlarından birisi, oylama sürecindeki sorunların ortadan kaldırılması için katılımcıların çoğunluğu düzeltmeyi onaylamalıdır ve bu durum, bir güvenlik açığına yol açar.
DAO’ların bir başka dezavantajı, topluluğun organizasyon hakkında en iyi kararları verip veremeyeceğidir. Son olarak, DAO’ların yasal durumu henüz belirli değildir ve bu durumda bir belirsizliğe sebep olur.
Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşların (DAO) Özellikleri Nelerdir?
DAO'ların bazı ortak özellikleri bulunur. Bunlar:
- Hiyerarşi
- Şeffaflık
- Açık Erişim
- Demokrasi
Hiyerarşi
DAO'larda hiyerarşi yönetimi yoktur. Kararlar liderler ya da yöneticiler yerine topluluk tarafından verilir.
Şeffaflık
DAO’lar açık kaynak kodludur, yani herkes tarafından görüntülenebilir. İsteyen herkes, blockchain ağında bulunan işlem geçmişine erişebilir.
Açık Erişim
DAO belirteçlerine sahip olmak gibi bazı gereklilikleri sağlayan kişiler, DAO’nun bir parçası olabilir.
Demokrasi
Kişiler tekliflerde oy kullanarak bir DAO kuralında değişiklik yapabilir.
DAO’ların Geleceği Hakkında Genel Düşünceler Nelerdir?
DAO’lar, güvenlik açısından sorun yaratmasa da, yapısal ve yasal durum hakkında endişe yaratır. Ancak buna rağmen geniş bir topluluk ve analistler tarafından oldukça DAO’ların geleceğine oldukça pozitif bakılıyor.